25 Nisan 2024 Perşembe
“Koronavirüs Mars’ta üretildi dese…” – Faruk Bildirici yazdı

“Koronavirüs Mars’ta üretildi dese…” – Faruk Bildirici yazdı

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, bilim adamlarının sözlerinin hiç bir araştırmaya gerek duyulmadan medyada yayınlanmasını ironik bir cümleyle özetledi: “Sanırım bu kişi ‘Koronavirüs Mars’ta üretildi’ deseydi, medya hiç sorgulamadan yayınlayacaktı” dedi.

“Hürriyet’in “FETÖ’nün doktoru” diye yazdığı Vedat Obuz’un CNN Türk’ün yayınına çıkmasına SKANDAL denilmişti.Aynı doktor ile bu kez AA söyleşi yaptı. Koronavirüsün laboratuvarda üretildiğini söyleyen doktorun haberini komplo meraklısı medya geniş kullandı.

“Koronavirüs, Mars’tan gönderilmiş” dersem sakın bana inanmayın. Başkası derse de ben inanmam. Somut veriler görmek isterim, kanıtı olmayan bir sözün haber yapılmasına da karşı çıkarım.

 Pandemi günlerinde medyada sık rastladığımız “Koronavirüs laboratuvarda üretildi iddiası” ya da “Falanca kişi, koronavirüsün laboratuvarlarda üretildiğini söyledi” haberlerinin de gazetecilik açısından “Koronavirüs, Mars’tan gönderilmiş iddiası” haberinden bir farkı yok.

 Bugüne değin yayımlanan bu tür haberlerde somut bir veri, bir kanıt göremedim.  Ama tam tersini kanıtlayan bilimsel çalışmalar var.  Nature Medicine dergisinde yayımlanan bir makalede, Covid-19’u inceleyen bilim insanlarının bu virüsün genetik diziliminin 20 yıl önceki SARS virüsüyle bağlantılı olduğunu saptadıkları belirtiliyordu. Makalede, “virüsün insan hücrelerine tutunmasını sağlayan reseptör proteinlerde doğal seçilimin izleri olduğu, virüsün laboratuvar ortamında üretilmiş veya manipüle edilmiş olmasının mümkün olmadığı” bilimsel kanıtlarıyla aktarılıyordu.

 Bu araştırmayı doğrulayan başka bilimsel araştırmalar olmasına rağmen virüsün laboratuvarda üretildiği iddiaları yayılmaya devam etti.  ABD Başkanı Trump’ın virüsün Wuhan’daki laboratuvardan sızmış olabileceği sözleri de teşvik etti bu iddiaların yayılmasını.

 Çin de bu suçlamaları yanıtlarken bu virüsü Wuhan’da düzenlenen 7. Dünya Askeri Olimpiyat Oyunları’na katılan Amerikalı askeri sporcuların Çin’e getirmiş olabileceğini iddia etti. Bizzat Çin Dışişleri Sözcüsünün dile getirdiği “biyolojik saldırı” iddiası gündemde uzun süre kalmadığı gibi, ABD’nin “virüsün Wuhan’daki laboratuvardan sızdığı iddiası da bilimsel kanıta dayanmıyor.  ABD’libilim insanları bile doğrulamadı bu iddiaları.

 Daha önemlisi, ABD’nin iddiasını Dünya Sağlık Örgütü de yalanladı. DSÖ’den 21 Nisan’da yapılan açıklamada, “Korona virüsün laboratuvar çıkışlı olduğuna dair bir kanıt yok. Tüm deliller hayvanlardan insana geçtiğini gösteriyor” denildi. Çin de ABD’den kaynaklanan iddiaları DSÖ’nün bu açıklamasına atıfta bulunarak yalanladı.

 Komploseverlere malzeme

 Pandeminin ilk ortaya çıktığı günlerde özellikle televizyonlarda yapılan “kelle paça” ve “Türk geninin virüsten koruyacağı” konuşmalarını artık görmüyoruz. Bereket saçma oldukları çabuk anlaşıldı.

 Somut bir veriye dayanması ve DSÖ yalanlamış da olsa Türkiye medyası “virüsün laboratuvarda üretildiği” iddialarına yer vermekten bir türlü vazgeçmedi. Reyting ve tiraj getirmesi umulduğundan mıdır nedir, aralıklarla “virüsün laboratuvarda üretildiği iddiası” haberleri yapılmaya, televizyon programlarında tartışılmaya devam etti. Somutlamak bakımından bu haberlerden birkaç örnek sıralayayım:

 Sabah/Ahaber/Haber7.com: 5 yıl önce İtalya’da yayınlanan “Süpervirüs” belgeseli şoke etti! Koronavirüs gizli laboratuvarlarda mı üretildi? (26 Mart 2020)

Odatv: Covid-19 üretildi mi, mutasyon mu? (29 Mart 2020)

Milli Gazete: Covid 19 senaryosu nasıl hazırlandı? (3 Nisan 2020)

Yeni Çağ: Trump’ın eski danışmanı Roger Stone’dan Bill Gates’e şok suçlama (14 Nisan 2020)

Sözcü/Yeni Şafak: Nobel Ödüllü Fransız Profesör Luc Montagnier’den kaga karıştıran iddia: Koronavirüs laboratuvarda üretildi (18 Nisan 2020)

Akit: Çin ve DSÖ virüsü bilinçli olarak yaydı iddiası (Gazeteci Mehmet Ali Önel bazı iddiaları gündeme getirdi.) (24 Nisan 2020)

Hürriyet/Akit: Dünyaca ünlü Rus Mikrobiyolog Petr Chumakov: “Çılgınca deneyler virüsü ölümcül yaptı” (25 Nisan 2020)

 ABD’deki Türk doktorun şüphesi haber mi?

 ABD-Çin arasındaki tartışmalar sürüp giderken ABD ve Çin’in yöneticilerinden gelecek açıklamalar ile yeni bilimsel araştırmaların sonuçlarının haber yapılması doğal. Ama dikkatimi çeken haber ne bir yetkili açıklaması, ne bir bilimsel çalışma, hatta ne de bir uzmanın sözleri. 26 Nisan’da Sabah, Akşam, Yeni Akit, Yeni Şafak gazeteleri ile Sabah, Akşam, Yeni Şafak, İnternethaber ve CNNTürk’ün internet sitelerinde yayımlanan haber, “ABD’de yaşayan Türk doktor Obuz’a göre Covid-19’un DNA’sıyla oynandı” başlığını taşıyor.

 Yayımlanan medya kuruluşlarında kaynak gösterilmediği için internetten taradım ve haberin kaynağının Anadolu Ajansı olduğunu buldum. AA’nın 25 Nisan’da servise koyduğu haber özetle şöyle:

 “ABD’de New Jersey’nin Delran ve Trenton şehirlerinde klinikleri bulunan ve 40 yıldan fazla bir süredir ABD’de yaşayan Türk doktor Vedat Obuz, AA muhabirine online platform üzerinden yeni tip koronavirüs (Kovid-19)ile ilgili görüşlerini anlattı.

 “Ben bir araştırmacı ve bu işin kimyasını, immünobiyolojisini bilen biri olarak bu virüsün hayvanlardan bize atlamış bir virüs olduğunu düşünmüyorum, ‘hayvanlardan atlatıldı’ diyorum. Hatta bunun DNA’sıyla oynandı diye şüphe ediyorum. “

 Bakar mısınız? Garip ama sırf “ABD’de yaşayan bir Türk doktor” olması nedeniyle, virüsün laboratuvarda üretildiği sözlerinde haber değeri görülmesine yol açmış. Bu ülkenin en büyük ajansı ABD’de yaşaması dışında kerametinin ne olduğu anlaşılamayan bir Türk doktorun “şüphesi”ne dayanarak haber yapmış. Araştırma, kanıt, veri değil sadece şüphe!

 FETÖ’nün bölgedeki doktoru mu?

 AA’nın, bu alanda dünyanın en yetkin otoritelerinden biri muamelesi yaptığı Doktor Vedat Obuz’un kim olduğunu anlamak için internette taradım. Hürriyet’in internet sayfasında 31 Mayıs 2019 tarihinde yayımlanmış bir haber çıktı karşıma. Razi Canikligil imzasını taşıyan haber “FETÖ’nün ABD’deki doktoruna gözaltı” başlığını taşıyordu.

 Haberde “ABD’de New Jersey eyaletinin Pensilvanya sınırındaki Delran ve Trenton şehirlerindeki muayenehanelerinde doktorluk yapan ve FETÖ’nün bölgedeki doktoru olarak bilinen, faaliyetlerine de katılan Dr. Obuz’un seyahatte olduğu dönemlerde görmediği hastaları muayene etmiş gibi sahte fatura kestiği” iddiasıyla gözaltına alındığı belirtiliyordu. 100 bin dolar kefaletle tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Obuz’un, sigorta dolandırıcılığı suçlamasıyla 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacağı duyuruluyordu.

 Bu yargılamanın sonucunun ne olduğu hakkında bir bilgi bulamadım. Ama Yeniçağ gazetesi ile bazı internet sitelerinde 14 Nisan’da yayımlanan bir habere rastladım. “Hürriyet’in ‘FETÖ’nün doktoru’ dediği Vedat Obuz’u CNN Türk yayınına aldılar” başlıklı haberde, Dr. Vedat Obuz’un CNN Türk’te canlı yayına çıkarılması eleştiriliyordu. Medyaradar’ın da “skandal” olarak nitelediği yayında Obuz, “dahiliye ve fonksiyonel tıp uzmanı” olarak tanıtılıyordu. Obuz ise programda Türklerin yoğun olduğu bir kasabada kliniği olduğunu, aynı zamanda girişimci olarak iki eyalet valisine Çin’den pratik test cihazı getirmeyi önerdiğini söylüyor, ABD’de Koronavirüs ile ABD’de yaşananları aktarıyordu.

 Doktorun yanlışı: Koronavirüste DNA yok

 CNNTürk’ün bu şekilde suçlanmasının üzerinden henüz 11 gün geçmişken bu kez AA’nın söyleşi yapması, hem de bu haberin birçok gazete ve internet sitesinde yayımlanması açıklanmaya muhtaç bir durum.  Okurların, görüşlerine böylesine değer verilen bu doktorun “FETÖ’nün bölgedeki doktoru” olup olmadığı ve “sahte fatura dolandırıcılığı” suçlamasıyla yargılanıp yargılanmadığını bilmeye hakkı var.

 Tabii bir dâhiliye doktorunun, “Koronavirüsün laboratuvarda üretildiği şüphesi”nde nasıl bir haber değeri görüldüğü de açıklanmalı.  Uzman olmayan bir doktorun komplo teorilerinin bir gazeteci için hiçbir kıymeti harbiyesinin olmaması gerekirdi.

    Nitekim AA’nın haberinin yayınlanmasının ardından Malumatfuruş doğrulama sitesinde “Koronavirüsün (SARS-COV-2) laboratuvarda biyolojik silah olarak tasarlandığı, virüsün DNA’sıyla oynandığı iddiası aslında köklü bir hata içeriyor. DNA’ya sahip olmayan koronavirüsler RNA virüsleridir” düzeltmesi yayınlandı. TÜBİTAK’ın sitesinde de “Koronavirüsler zarflı ve tek iplikli RNA virüsleridir, yani genetik materyalleri bir RNA ipliğinden oluşur” bilgisi veriliyor.

 Kısacası, Dr.Vedat Obuz’un Koronavirüsün genetiğinde DNA değil RNA olduğunu bile bilmediği ortaya çıktı. Düşünün, konuyla bu kadar ilgisiz ve yanlış bilgilere sahip birinin sözlerini AA, bütün Türkiye’ye haber olarak servis etti, medyada da epeyce alıcı buldu. Hepsi de sorgulamadan kullandı haberi.

 Korkarım bu doktor, “Koronavirüsün laboratuvarda üretildiğinden şüpheleniyorum” yerine “Koronavirüs, Mars’tan gönderilmiş” deseydi de aynen yayınlanacaktı. Gazetecilik açısından kaygı verici bir durum.

 

(Not: Bu yazı Faruk bildiri’cin kişisel bloğu farukbildirici.com dan alınmıştır. )