Biz Gazeteciyiz

Savaşın biz gazetecilere öğrettikleri – Faruk Bildirici

Group of people, war journalist reporting from the war zone, military is next to them

Savaşlar, tüm insanlık için olduğu gibi gazetecilik için de belalı, tehlikeli, deneyim ve uzmanlık isteyen, bir o kadar da öğretici süreçler. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının ardından başlayan savaş da gazetecilik açısından yeni deneyimler kazandırdı. Gazetecilik pratikleri ile ilgili olarak araştırılması, değerlendirilmesi gereken yeni konular, yeni soru işaretleri doğdu. Gerçi savaş henüz bitmedi ama şimdilik ortaya çıkanları kısa başlıklarla özetleyeyim:

Bütün bu olup bitenler, “enformasyon savaşı”nın dijital teknolojiler sayesinde geçmiştekilere oranla daha karmaşık, daha da geniş çaplı olduğunu gösteriyor. Maalesef medya da taraf bu savaşta. Tabii yine “Savaşın ilk kurbanı gerçekler” ve insanların haber alma hakkı…

Gazetecilerin tanıklığı eksikti

Altı muhalefet partisi genel başkanlarının mutabakat metni imza törenine katılan gazeteciler tarihe tanıklık ettiklerini yazıyorlar sosyal medyada. Eksik tanıklık demek daha doğru olur. Çünkü gazetecilere sadece izleyicilik konumu uygun görülmüştü törende. Genel Başkanlara soru sorma olanağı tanınmamıştı. Soru sorulabilse mutabakat metni ve uzlaşmayla ilgili daha sonra dile getirilen birçok eksiklik, eleştiri, bizzat muhatapları tarafından yanıtlanmış olurdu.

Belli ki, genel başkanların müzik eşliğinde sahneye gelmesine değin görsel ayrıntılar düşünülmüş ama kamuoyunun doğru ve eksiksiz bilgilendirilmesi atlanmış. Siyasi organizasyonun gösteri tarafına ağırlık verilmiş.

Umarım bu dönemin gazetecilere soru sordurmama geleneği altılı uzlaşmanın sonraki faaliyetlerine de yansımaz.

Almanya’daki zamlar, kiliselerdeki istismar

Şubat ayında enflasyon oranı TÜİK’e göre bile yüzde 54,4’ü aşmasına rağmen bu gelişme Sabah gazetesinin ancak beşinci sayfasında kibrit kutusu büyüklüğünde haber olabildi. Ama aynı gün birinci sayfada “Sebze-meyve fiyatında yüzde 50 düşüş” diye bir haber vardı.

Akaryakıta üç gün üst üste zam gelmesi ise Sabah’a göre hiç haber değeri taşımıyordu! Akaryakıt zammını haber vermek yerine “Akaryakıtta fiyat baskısını azaltacak hamle” diye bir yasal düzenleme haberi yayımladılar. Ekonomi sayfasının manşeti de “Batı’da çift haneli enflasyon korkusu” idi. Yanında “Almanya’da zamların önüne geçilemiyor” kutusu vardı.

Gerçekleri aktarmak yerine her şeyi pembe göstermeye çalışan, olumsuzlukları gizleyen bir habercilik bu… Üstelik iktidar medyasının bu çifte standardı tüm alanlara sızmış durumda.

Bir örnek de Yeni Akit’ten vereyim. “Kiliselerdeki taciz-tecavüzler sanılandan 20 kat daha fazla” haberi bir süre önce bu gazetenin sürmanşetindeydi. Haberde, Katolik kilisesinin cinsel istismar olaylarını gizlediği ve üzerine gitmediği, medyanın da “kiliseyi koruduğu” anlatılıyordu.

Halbuki tam da bu söyleşinin yayımlandığı günlerde gazeteci İsmail Saymaz, Erzurum’daki Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı bir Kuran kursunda yedi çocuğun cinsel istismara uğradığını açığa çıkarmıştı. Yeni Akit gazetesi bu olaydan hiç bahsetmemiş, suçlananları korumuştu!