Almanya’da Thüringen eyaletinde sağcı AfD partisiyle işbirliğinin yol açtığı siyasi krizle başlayan çalkantılar bu kez Başbakan Angela Merkel’in partisi Hristriyan Demokrat CDU’nun Genel Başkanı Annegret Kramp-Karrenbauer’i vurdu.

CDU lideri, görevinden istifa etti. 2021’de yapılacak seçimlerde de başbakan adayı olmayaca. Merkel’in halefi olarak görülen Kramp-Karrenbauer’in kararı Berlin’de şok etkisi yarattı.

Thüringen’de liberal Hür Demokrat Parti’nin (FDP) başbakan adayının, sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisinin ve Hristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) desteğiyle başbakan seçilmesinden sonra,”Partisine hakim olamıyor” eleştirilerine maruz kalan Kramp-Karrenbauer’in geçen Cumartesi Berlin’de Merkel’le bir araya gelerek, kararını paylaştığı, bu sabah da CDU’nun merkez kurulu üyelerine istifasını bildirdiği öğrenildi.

Alman basınında adının baş harfleri olan AKK şeklinde tanımlanan Annegret Kramp-Karrenbauer, 2018 yılında Merkel’in sığınmacı politikaları nedeniyle eleştirilerden sonra CDU liderliğini bırakmasıyla bu göreve seçilmiş, ancak baştan beri Merkel’den boşalan koltuğu dolduracak niteliğe sahip olmadığı şeklinde eleştirilere maruz kalmıştı.

Dört dönemdir Almanya Başbakanı olan Merkel’in bir zamanlar sağ kolu olarak bilinen Kramp-Karrenbauer, çok sayıda siyasi gafı nedeniyle de kamuoyunun tepkisini çekti. CDU’nun muhafazakar kanadının ağır topları AKK‘nın yerine, 2018‘de parti liderliği yarışını kaybeden 64 yaşındaki Friedrich Merz’e destek veriyor. Almanya’nın en etkin bulvar gazetesi Bild’in de desteklediği Merz, hem Merkel’i hem de parti yönetimini eleştiren açıklamaları ve sağ popülist söylemleriyle tanınıyor.

CDU’da yaşanan depremden sonra yapılan siyasi analizlerde, Merkel’in bundan sonra alacağı tavrın nasıl olacağı sorusu ağır basıyor. Merkel’in rakip olarak gördüğü Merz’i engellemek isteyeceğini savunan analizciler, daha önce 2021’de başbakanlığa bir daha aday olmayacağını açıklayan Merkel‘in bu kararından vazgeçebileceğini ya da kendi siyasi çizgisine yakın gördüğü Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Başbakanı Armin Laschet’i başbakanlık için aday olarak gündeme getireceğini savunuyorlar.

Yapılan yorumlarda, Thüringen eyaletinde CDU’luların yanısıra aşırı sağcıların da desteğini alarak başbakan seçilen Hür Demokrat Partili Thomas Kemmerich’in yol açtığı siyasi krizin daha sona ermediği ve Berlin’deki sarsıntıların koalisyon hükümetinin bozulmasına bile yol açabileceği dillendiriliyor. Thomas Kemmerich yoğun eleştiriler üzerine geçen Cumartesi istifa etmişti. Merkel, Kemmerich’in CDU ve AfD’nin oylarıyla seçilmesini “Alman demokrasisi adına kara bir gün” olarak tanımlamıştı.

Alman iç siyasetinde bir numaralı gündem maddesi olan konu, Alman basınında da geniş yer tutuyor. Süddeutsche Zeitung Kramp-Karrenbauer’in başarısızlığını şu sözlerle analiz ediyor:

“Annegret Kramp-Karrenbauer sadece partisinin Thüringen eyaleti başkanı Mike Mohring’in hileleri sonucunda başarısızlığa uğramadı. Başarısızlığın nedeni sadece kendi hataları, otorite kuramaması ya da başbakanlık ile parti genel başkanlığı makamlarının birbirinden ayrı olması da değil. Onun başarısızlığı bir bütün olarak Hristiyan Demokrat Birlik partisinin başarısızlığıdır, zira Hristiyan Demokratlar onlarca yıl boyunca hızla değişen dünyada kim olmak istedikleri sorusuna bir yanıt vermekten kaçındılar. Kendilerine atfettikleri tanımlama içinde kendilerini huzurlu hissettiler, (siyasi yelpazenin) ortasında bir güçtüler ve bunu da Sol Parti ve AfD ile her türden temastan kaçınarak belirgin hale getirdiler. Kendimi sol ve sağdan dengeli bir biçimde ayırırsam olmak istediğim ortaya yerleşmiş olurum, diye düşündüler. Ancak bu parola içerik yoksunuydu ve insanlarda kendi görüşleriyle coşku yaratma hevesinden uzaktı. Pragmatik davranan CDU’yu da yanlış yola sevk etti.”