Oruç Reis ve NAVTEX’ler

Türkiye’nin araştırma gemisi Oruç Reis’in 21 Temmuz 2020‘de Yunanistan’ın Kastelorizo (Meis) adası ile Girit adası arasında kalan deniz bölgelerinde araştırmalar yapacağını bildiren NAVTEX ilanı, Yunanistan Silahlı Kuvvetlerini alarma geçirdi.

Üst üste ilan edilen karşılıklı NAVTEX’ler iki ülkenin donanmalarını karşı karşıya getirdi.

Türkiye, Yunan adalarının kıtasahanlığı (dolayısıyla Münhasır Ekonomik Bölge-MEB) hakkı olmadığı tezini savunuyor. Yunanistan ise adaların kıtasahanlığı ve MEB hakları olduğu görüşünde

24 Temmuz‘da Ayasofya müzesinin tekrar ibadete açılması da zaten gergin olan Türk-Yunan ilişkilerini olumsuz yönde etkileyen faktörlerden biri oldu.

Türkiye, 26 Temmuz‘da Doğu Akdeniz’deki araştırmalarına bir ay ara verildiğini açıkladı ve 2016’da kesilen Türk-Yunan istikşafi görüşmelerin yeniden başlatılacağı haberleri yayınlandı.

Aynı gün, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Miçotakis telefonda görüştü.

Türk-Yunan istikşafi görüşmelerinin başlatılacağı tarihin açıklanmasına birkaç gün kala, Yunanistan 6 Ağustos 2020‘de ani bir hamle yaparak Mısır ile deniz yetki alanlarını belirleyen bir mutabakat imzaladı.

Yunanistan bu mutabakatı, Türkiye’nin Libya ile imzaladığı mutabakata karşı yaptığını açıkladı.

Türkiye’nin buna tepkisi sert oldu. Yunanistan’ın Mısır mutabakatını “hukuki dayanağı olmadığı; yok hükmünde olduğu” şeklinde değerlendirdi.

Limana çekilen Oruç Reis tekrar Meis adasının güneyine gönderildi. Türk ve Yunan silahlı kuvvetleri tekrar alarma geçti. İzinler kaldırıldı.

12 Ağustos‘ta Oruç Reis’e eşlik eden fırkateynlerden biri olan “Kemal Reis” ile Yunan donanmasına ait “Limnos” frikateyni bir manevra sonucunda çarpıştı.

Doğu Akdeniz’deki gerginliğin hızla artması karşısında Almanya, 25 Ağustos‘ta Türkiye ile Yunanistan arasındaki polemiğin savaşa dönüşmesini önlemek amacıyla arabuluculuk yapmaya karar verdi.

Almanya’nın gayretleri de sonuçsuz kaldı.

Bu arada Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de ilan ettiği askeri tatbikatlara Fransa, ABD, Mısır, İsrail, Kıbrıs Cumhuriyeti ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin silahlı kuvvetlerine ait gemi ve uçakların da katılması Türkiye’yi rahatsız etti.

31 Ağustos‘ta AFP haber ajansı, Yunan komandoların yolcu feribotundan Meis adasına çıktığını gösteren bir fotoğraf yayınladı.

Yunan askerinin Meis adasına çıktığını gösteren fotoğraf yeni bir krize neden oldu.

Türkiye, bu fotoğrafı “silahlardan arınmış olması gereken adaların silahlandırıldığını gösteren bir kanıt” olarak değerlendirdi.

Daha sonraki günlerde, Meis’e çıkan askerlerin nöbet devir teslimi yaptığını gösteren fotoğrafın iki yıl önce çekilmiş olduğu duyuruldu.

Bu arada Temmuz ve Ağustos 2020’de Türk ve Yunan basınında yayınlanan haber ve yorumlarda karşılıklı suçlamalar yöneltildi. Yunan basını Türkiye’nin; Türk Basını Yunanistan’ın “savaş çıkartmak istediğini” öne süren haber başlıklarını manşetleri üzerinden duyurmaya özen gösterdiler.

Tepkiler ve beklentiler

13 Eylül‘de Yunanistan’ın ilk kadın Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropulu’nun, kurtuluşunun 77. yılının kutlandığı Kaş ili karşısındaki Kastelorizo (Meis) adasını ziyaret etmesi de Türkiye’nin tepkisine yol açtı.

14 Eylül‘de Yunanistan Silahlı Kuvvetleri’nin, Yunanistan kuzeyinde ABD ile ortak tatbikat gerçekleştirmesi de Türkiye’de hoşnutsuzluk yarattı.

Aynı günlerde Yunanistan Başbakanı Miçotakis, ekonomik kriz nedeniyle 10 yıldan bu yana askıya alınan silahlanma projelerini açıkladı. Yunan Hava Kuvvetleri’ne Fransa’dan 18 adet RAFALE tipi savaş uçağı satın alınacağı açıklandı.

18 Eylül‘de Türk-Yunan diyalogunun yeniden başlatılacağı yolundaki haberler tekrar gündeme geldi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile Yunanistan Başbakan Danışmanı Eleni Surani, Almanya’nın aracılığı ile diyalog arayışları başlattı.

28 Eylül‘de ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Selanik, Aleksandropolis (Dedeağaç) ve Girit adasındaki ABD üslerini ziyaret etti. Türkiye’yi rahatsız eden mesajlar verdi.

8 Ekim‘de yayınlanan haberlere göre Yunanistan’ın, Türkiye’nin resmi bayramı olan 29 Ekim’de; Türkiye’nin de Yunanstan’ın resmi bayramı olan 28 Ekim’de tatbikat yapacaklarını açıklamaları iki ülke ilişkilerini yeniden gerginleştirdi.

11 Ekim geceyarısı Türkiye’nin Oruç Reis’in tekrar Meis adası civarına gönderilmesini duyuran yeni NAVTEX bildirimi bu kez, Yunanistan’ın sert tepkisine yol açtı.

12 Ekim‘de tekrarlanan Kalın-Surani telefon görüşmesinde diyalog arayışları sürdürüldü.

Başbakan Miçotakis, “Türkiye’den diyalog daveti için tarih vermesini beklerken Oruç Reis’i tekrar Yunan kıtasahanlığına göndermesi kabul edilemez. Bu şartlar altında diyalog kurulamaz” açıklamasını yaptı.

NATO’nun araya girmesiyle tatbikatlar karşılıklı olarak iptal edildi.

15-16 Ekim AB zirvesinde Türkiye konusu ele alındı. Yunanistan, AB ülkelerinden Oruç Reis gemisini limana çekmedikçe Türkiye’ye bir dizi yaptırımlar ve silah ambargosu uygulamalarını istedi. AB, Türkiye ile ilgili yaptırım kararlarını Aralık zirvesinde alacağını açıkladı.

18 Ekim‘de Kuzey Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanlığı seçimlerini, “Kıbrıs’ta iki ayrı devletli çözüm” isteyen Ersin Tatar kazandı.

26 Ekim‘de Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Atina’yı ziyaret etti. Lavrov’un “Yunanistan’ın karasularını 12 mile uzatma hakkı olduğunu” açıklaması Atina’da memnuniyet; Ankara’da rahatsızlık yarattı.

30 Ekim‘de Yunanistan Başbakanı Miçotakis, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı telefonla aradı ve İzmir ve çevresinde meydana gelen deprem dolayısıyla Yunan halkının üzüntü ve taziyelerini bildirdi.

11 Kasım‘da Mısır Devlet Başkanı Sisi, Atina’yı ziyaret etti. Sisi “Yunanistan’a gelecek olası bir tehdide karşı Mısır’ın Yunanistan’ın yanında yer alacağını” açıkladı.

14 Kasım‘da sona eren Oruç Reis gemisinin NAVTEX’i 29 Kasım‘a kadar uzatıldı. Atina’nın tepkileri aynı şiddette oldu.

15 Kasım‘da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kuzey Kıbrıs ziyareti süresinde 1974’ten bu yana kapalı olan Maraş sahilinin açılış törenine katılması yine Atina’nın sert tepkisine yol açtı. Ziyaret, AB’nin Aralık zirvesinde de kınandı.

29 Kasım‘da Oruç Reis tekrar limana çekildi. Atina bunu olumlu bir işaret olarak değerlendirdi. Ankara “Yunanistan’la diyaloga hazır olduğunu” bildirdi.

Atina, Türkiye ile diyalog masasına oturmak için “Türkiye’nin süreklilik ve tutarlılık göstermesi için zamana ihtiyaç duyulduğuna” dikkat çekti.

10-11 Aralık‘ta toplanan AB zirvesinde Türkiye konusu tekrar ele alındı. Türkiye’ye “AB’nin 2021 Mart ayı zirvesine kadar eylem ve söylemlerine dikkat etmesi; aksi halde yaptırımlar uygulanacağı” türünde tavsiyelerde bulundu.

2021’de yatışma olacak mı?

AB zirvesine alınan bu son kararladan sonra Türk-Yunan ilişkilerinde bir yatışma olduğu gözleniyor.

22 Aralık‘ta Oruç Reis gemisinin 2021 Haziran ayına kadar Türk karasuları içinde araştırmalar yapacağını duyuran son NAVTEX duyurusu Yunanistan’da olumlu karşılandı ve yeniden diyalog beklentilerini körükledi.

26 Aralık‘ta Türkiye, Yunanistan’ın 3 Ocak 2021-23 Şubat 2021 tarihleri arasında tatbikatlar ilan etmesini kınadı.

Atina buna rağmen, Türk-Yunan diyalogunun başlatılması için Ankara’nın bir tarih vermesini beklediğini açıkladı.

Diplomatik gözlemciler, yaptıkları temkinli açıklamalarında taraflardan gelecek yeni bir provokasyon olmazsa bu diyalogun 2021’in Ocak ayı sonlarında başlayabileceği tahmininde bulunuyor.

Ankara, iki ülke arasındaki (adaların statüsü, silahlanması, hava ve deniz sahaları gibi) anlaşmazlıkların tümünü içeren bir diyalogdan söz ederken; Atina, bu diyalogta sadece Türkiye ile Yunanistan arasındaki (kıtasahanlıkları, MEB gibi) deniz yetki alanlarının belirlenmesini şart koşuyor.