29 Nisan 2024 Pazartesi
‘103 Amiral’ krizi

‘103 Amiral’ krizi

TSK’dan emekli 103 amiral, Montrö Sözleşmesinden çıkılabileceği tartışmaları ile bir tuğamiralin sarık ve cübbeli fotoğraflarına yönelik bildiri yayımladı. Savcılık bildiriyle ilgili soruşturma başlattı. “103 amiralden Montrö bildirisi” başlıklı bildiriye imza atan 10 emekli asker gözaltına alındı. 4 kişiye de 3 gün içinde Emniyet’e gelmeleri için tebligat yapıldı.

103 amiraldan Montrö bildirisi” başlıklı bildiriye imza atan emekli amiraller Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen talimatla gözaltına alındı. Gözaltına alınan emekli amirallerin Cem Gürdeniz, Atilla Kezek, Kadir Sağdıç, Ergun Mengi, Alaettin Sevim, Turgay Erdağ, Ali Sadi Ünsal, Can Erenoğlu, Türker Ertürk ve Mustafa Özbey olduğu öğrenildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bildiriye imza atan kişiler hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 316/1 maddesinde yazılı “devletin güvenliğine ve anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma” suçlamasından soruşturma başlatıldığını duyurdu.

Açıklamada “bildiriyi hazırlayan ve yayımlanma sürecinde aktif olarak faaliyet göstererek imza listesinde yer alan diğer kişiler tarafından imzalanmasını sağlayan kişilerin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespit edilerek bildirilmesi üzerine 10 şüphelinin” gözaltına alınmalarına yönelik Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’ne talimat yazıldığı belirtildi.

Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekli 103 amiral, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un bir soru üzerine, Cumhurbaşkanının Montrö Sözleşmesini “teknik olarak feshedebileceği” yönündeki sözleriyle başlayan tartışmayla ilgili, uluslararası sözleşmeyi savunan bir bildiri yayımladı. veryansinTv.com adlı internet sitesinde yayımlanan bildiride, Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı’nın bir tarikat evinde cübbeli ve sarıklı halde görüntülenmesiyle gündeme gelen olaya da değinildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bildiriyle ilgili soruşturma başlatıldığını duyurdu.

Bildiride, “Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz” denildi. Türkiye’nin haklarını en iyi şekilde koruduğu belirtilen sözleşmeyle ilgili “Sadece Türk boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir” ifadeleri yer aldı.

Bildiride tarikat evi tartışmasıyla ilgili ise şu ifadeler yer aldı:

“TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders TSK’nın anayasanın değişmez, değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.”

Bildiride “TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk’ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz

Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir” denildi.