18 Nisan 2024 Perşembe
Medya patronu Gülseven’in Çakıcı fotoğrafına dolaylı operasyon – Faruk Bildirici

Medya patronu Gülseven’in Çakıcı fotoğrafına dolaylı operasyon – Faruk Bildirici

 EngelliWeb, “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı programda, askeri danışmanlık şirketi SADAT’ın reklamını yayımlayan TV100 ve kanalın patronu” hakkındaki  1.073 tweet ve 67 habere erişim engeli ve silinme kararı verildiğini duyurdu. Karar, “kişilik haklarının ihlal edildiği” gerekçesiyle verilmişti.

     Engellenenler arasında benim de “Çakıcı’nın dostu medya patronu” başlıklı yazım ile bu yazımın alıntılandığı 10 link ve Twitter’daki bir paylaşımım da bulunuyordu. Erişim Sağlayıcıları Birliği, uygulamam için kararı daha sonra bana da gönderdi.

     Acaba kimin kişilik haklarını ihlal etmişim diye merakla baktım. İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hâkimliği’nin 2023/1924 sayılı kararında kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle Veysi Nazlıcan adlı bir kişi başvurmuştu. Bu şaşırtıcıydı.

      Çünkü TV100’ün sahibi Necat Gülseven ve organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’nın dostluğu hakkındaki yazımda Veysi Nazlıcan’ın adı iki yerde geçiyordu. Birisi Gülseven ve Çakıcı’nın yanındaki kişilerin isimleri arasında, diğeri de fotoğraf altında.

     Bu kişiyle ilgili ne bir suçlama vardı ne de başkaca bir ifade! Buna rağmen Sulh Ceza Hâkimi, “Veysi Nazlıcan’ın iş ilişkisi içerisinde olduğu kişilerle yediği yemekte çekilen bir fotoğrafı nedeniyle kişilik haklarının ve ticari itibarının zedelendiğine” karar vermişti. Dahası bu yazı ve paylaşımlarla, “eleştiri ve basın özgürlüğü sınırlarının aşıldığı”, yazılanların “gerçeklik/doğruluk kriterlerini karşılamadığı” belirtiliyordu.

1)     Hâkim 1.140 linki bir günde nasıl inceledi?

   Sulh Ceza Hâkimi, “talep dilekçesi ve ekindeki CD içindeki Twitter linklerine ilişkin sosyal medya paylaşımları incelenmek suretiyle” bu sonuca vardığını kararında özellikle belirtiyordu.  Fakat karara baktım, 13 Mart günü başvurulmuş; hâkim de aynı gün karar vermiş. Başvuru ve karar tarihi aynı.

    Nasıl yani? Dilekçe verilmiş, hâkimin de başka hiçbir işi yokmuş! Anında dilekçeyi işleme almış, 1.073 tweet ve 67 haberi yani toplam 1.140 linki tek tek açıp incelemiş! Mesaisini tamamlamadan önce kararı da yazıp bitirmiş! Bir gün içinde böyle bir hız nasıl mümkün olabilir?

     Anlamak çok zor…

2)     Başvuruyla ilgisiz linkler siliniyor

      Avukatın verdiği CD’nin, hâkimin işini epey kolaylaştırmış, oradaki listeyi kopyalayıp karara aktarma olanağı sağlamış olması mümkün.

     Ama ben de erişiminin engellenmesi ve silinmesi kararı verilen paylaşımlardan bazılarını açıp baktım. Örneğin Ali Haydar Fırat’ın paylaşımında Veysi Nazlıcan adlı kişiden bahsedilmiyor; sadece Kılıçdaroğlu’nun TV100’deki söyleşisi sırasında Sadat reklamının yayımlanması eleştiriliyor!

   Çiğdem Akdemir, Tele1, Serdar Arseven ve Fuat Uğur’un paylaşımları da öyle… Erişim engeli istemiyle başvuran Veysi Nazlıcan’dan söz edilmediği gibi Gülseven ve Çakıcı ile birlikte çekilen fotoğrafı da kullanılmamış o paylaşımlarda!

    Silinmesine karar verilen bu paylaşımlar Veysi Nazlıcan’ın kişilik haklarına zarar vermiş olamaz. Hâkim de bu tweetlere tek tek açıp baksaydı bunu görürdü herhalde. Sonuçta başvuruyla ilgisiz paylaşımların silinmesine karar vermiş.

    3) Çakıcı’nın tweetine engel yok

     Eğer yargıya başvuran kişi, gerçekten adının Necat Gülseven ve özellikle de Alaattin Çakıcı ile anılmasından rahatsız ise birlikte çekilmiş fotoğrafın silinmesini istemesi beklenirdi. Çünkü bütün bu yazılanların, paylaşılanların temel kaynağı o fotoğraf. Onu ilk paylaşan da, yayımlanmasını sağlayan da Alaattin Çakıcı.

     Fakat Alaattin Çakıcı’nın 12 Kasım 2020 tarihli paylaşımında hâlâ duruyor o fotoğraf. Çünkü Veysi Nazlıcan’ın başvurusunda silinmesi istenilen paylaşımlar arasında Alaattin Çakıcı’nın o paylaşımına yer verilmemiş. Hâkimlik kararında da Alaattin Çakıcı’nın paylaşımının linki yok!

    Başkası kullandığında kişilik haklarına zarar veren fotoğraf, Alaattin Çakıcı paylaşınca bu şahsın kişilik haklarına zarar vermiyor! Enteresan bir durum.

4)     Asıl amaç Gülseven’in Çakıcı ile ilişkisi

     Ne garip ki, başvuran kişiyle ilgisiz olmasına rağmen erişiminin engellenmesine ve silinmesine karar verilen linklerin tamamı, TV100’de SADAT reklamı yayımlanması ve bu kanalın sahibi Necat Gülseven’in Alaattin Çakıcı ile dostluğu hakkında. Nitekim EngelliWeb de hâkimlik kararını böyle duyurdu.

   Ama ne başvuruda ne de kararda SADAT reklamından ve Necat Gülseven’den bahsediliyor. Buna rağmen bu paylaşımlar ve yazılar listeye eklenerek, TV 100’de SADAT reklamı yayımlanması ve Necat Gülseven’in Alaattin Çakıcı ile dostluğu hakkındaki eleştiriler ortadan kaldırılmış oluyor.

     Üstelik Necat Gülseven’in kendisi hiçbir şekilde bu işleme karışmamış oluyor. Ama her nasılsa Sulh Ceza Hâkimliği’ne dilekçe veren Veysi Nazlıcan adlı kişi de Necat Gülseven’in sahibi olduğu 3N Medya Grup’a bağlı bir şirketin kurucusu. Açıkçası, Gülseven’in yakını.

5)     Medya patronu şeffaf olmalı

     Madem öyle, ben böylesine dolaylı bir yolla erişim engellemesi getirilen yazımdaki soruyu ve eleştirilerimi bir daha tekrarlayayım:

      “Gülseven, Çakıcı ile dostluğu ve fotoğraf hakkında hiçbir açıklama yapmadı. Oysa bir medya sahibinin Çakıcı gibi bir isimle ilişkisi açıklanmaya muhtaç bir durumdur.

     Gazetecilik şeffaf olması gereken bir faaliyettir. Sadece içeriğin değil medya kuruluşlarının sahiplik yapısının ve tabii medya sahiplerinin de tümüyle şeffaf olması şarttır. Bir medya kuruluşunun sahiplik yapısı şeffaf değilse, sahibiyle ilgili sorular yanıtlanmıyorsa üretilen haberlerin, yorumların, programların velhasıl bütün içeriğin güvenilirliği tehlikeye düşer.”

     Ayrıca hâkimin kararını dayandırdığı, 5651 sayılı İnternet ortamındaki yayınlarla ilgili yasanın 9. Maddesinin de hukuksal açıdan sorunlu olduğunu hatırlatayım. Anayasa Mahkemesi, “yapısal sorun” tespit ettiği bu maddenin uygulanmasıyla “ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği”ne karar vermişti.

     Ama AYM’nin bu kararıyla ilgili yasa koyucu hâlâ harekete geçmediği gibi Sulh Ceza Hâkimlikleri de bu karar yokmuş gibi davranıyor.